24 Nisan 2010 Cumartesi
KÖFTE
Kayseri üniversitesinin nacizane çifti Murat ve Ezgi’ye bize yaptıkları muhteşem türk sofrası için teşekkür ediyorum. Ama işin en güzel yanı aldığı eti ince ince keserek onu kıyma haline getiren Murat’ın köfteleridir. Cidden muhteşemdi!
ALISHAN MARKA AYAKKABI
Çin’e geldiğim gün Pekin’de ki bir akşam pazarını gezerken gördüm. Video’ya bile çektim “Alishan” marka spor ayakkabıyı. Aklıma geldikçe gülüyorum Alişan’ın dava açması lazım isim hakkı yüzünden.
TAOBAO SEN BİR İLAHSIN
Taobao.com biz de ki gittigidiyor’un Çin versiyonu ve aşırı ucuz. Sabah kahvaltı ederken arkadaşların getirdiği Nutella’yı yiyordum ama tabii herkese kalması için tadımlık alıyorduk. Herneyse sonra aklıma geldi taobao.com da Nutella yok mudur diye? Varmış. Gülsüm bana siteyi kullanmayı öğretecek bana da sömürmesi kalacak. Banka hesabı da açtım ama hala bir şeyler alamadım. Doydum ıvır zıvıra.
3 Nisan 2010 Cumartesi
AYKUT’UN DEDESİNDEN İSTEKLER
Pekin’de okuyan sınıf arkadaşım Aykut’a dedesinden “Evladım bana gelirken büyük bir elektrikli testere getirirmisin” diye bir talep gelmiş. Ben epey yarıldım ama yaşlı adam bilemez tabii. Ellerinden öpüyorum dedeceğim.
SES KİRLİLİĞİ
Babamın lafıyla yazıya başlıyorum; “15 yıl önce bisiklete binen adam bir anda otomobile binerse tabii ki trafik kuralı diye bir şey olmaz” Çinde de trafik kuralı yok. Şerit kavramı zaten yok. Arabalar geçebildiği yerden geçiyor. Ancak yayalara çarpmamak için sürekli olarak arabalar kornaya basıyor. Ben geliyorum lan sakın yoldan karşıya geçme demeye getiriyorlar. Bazıları o kadar çok abartıyor ki lan sus diyesim geliyor. Hatta diyorum ama pek takmıyolar. Bir gün okula gidiyorum geniş caddenin yanındayım araba da hızla geliyor, 50m öteden başladı korna çalmaya; bende tamam lan anladım geçmiycem sus dedim içimden, daha sonra adam beni geçti ama kornaya basmaya devam ediyordu. Şimdi düşününce fiziki olarak o arabanın önüne atlamam imkansız. Düşünün, araba önünüzden geçiyor 60km hızla –hatta hayal edin geçti gitti o araba artık sağınızda kaldı- AFFINIZA SIĞINARAK SORUYORUM; SİZİ GEÇEN ARABANIN SİZE ÇARPMA İHTİMALİ NEDİR? Ulan önüne atlayamam geçtin gittin çünkü, bagaj kısmına zıplayamam. Dayı o korna neyin nesi? Başka insanda yok önünde ben görüyorum. Ama yok illa çalıp küfürü yiyecek çünkü. O yüzden diyorum ki “Ni ma de”
ÇİNLİLERİN KORNA ANLAYIŞI
Çin felsefesine göre, içinde ki pisliği çekinmeden dışarı çıkartmak çok normal. Tükürmekte buna dahil hatta en dahil olan şey bu. En kokoşundan en emosuna kadar herkes tükürüyor. Herneyse, bir gün yolda yürüyorum elimde de kuru temizlemeye vereceğim kirlilerim var. Arkadan biri bisikletle gelirken balgam çıkartmaya hazırlandı –biraz miğde bulandırıcı ama doğru- adam o kadar yüksek ses çıkardı ki “ulan ibne korna anlayışın bu mu?” diye adamın yüzüne bakarak söyledim. Sonra normal bir şekilde yere tükürdü benim de aklımda kalan adamın korna anlayaşı oldu. Arkadan gelirken balgam sesi çıkartırsan önünde ki insan yana kaçıyor. Bilginize.
ŞEBNEM İLE COĞRAFYA
Gece gece Tabu XL oynuyoruz. Resim çizme bölümü arkadaşım Şebnem’e geldi, kendisi kağıdın üzerine garip garip şekiller çizmeye başladı. Sonra ayakkabı çizdi ona bir de topuk ekledi biz tabii doğal olarak; çizme, bot, adidas falan diye saçmalamaya başladık. Sonra kendisi anlatmak istediği şeyin “Fransa” olduğunu söyledi. Haydi belki coğrafi konumunu güzel çizse tahmin edilir ki çok zordu ama madem çizmeden kastın İtalya’yı anlatmak idi bari şeklini doğru çizseydin. Topuk kısmı doğuya bakıyor Şebnemciğim, batıya değil!
HERŞEYİ TAMİR EDEN ADAMIN DRAMI
Efendim, 3 Nisan Cumartesi günü kendime bisiklet aldım ikinci el. Oldukça sağlam duruyor ve fiyatı sadece 16TL. Herneyse, bisikletleri aldık yurda kadar sürerek geldik ki mesafe çok uzun olduğu için 1.5 saat yol sürdü sonra bisikletleri kontrol ettirelim yağ falan sürelim diye bir tamirci dayıya gittik. Özellikle tamirci diyorum çünkü adam bildiğiniz herşeyi tamir edebiliyor. Kaldırımın kenarında ütü, bisiklet, adını bilmediğim bir alet falan gördüm dumur oldum. Hayır hava da buz gibi adam kaldırımın kenarında duruyor, bu bozuk diyip noktayı gösteriyorsunuz anında tamir edip geri veriyor. Mesela bisikletimin frenleri bozuktu, dayı şunu düzelt dedim telefonuma gelen mesaja bakarken al bitti dedi. 20 kuruş para verdim bir de. Ucuza patladı epey anlayacağınız ama adama acımadım değil. Sen gel herşeyi tamir edebilme yetisine sahip ol ama dükkanın olmasın ve buz gibi havada bokun donsun. Olacak iş değil valla.
VOLEYBOL
2 Nisan tarihinde yurtta ki bayan arkadaşlarımın Voleybol maçı vardı. 1 Nisan günü de telefondan arayıp “Ali Can, yarın voleybol maçımız var bizi çalıştırırmısınız” dediler. Tabii diyip gittim. Pek anlamam voleyboldan ama çalıştıracağım kızlardan iyi oynadığım kesin. Herneyse biz yaklaşık 2 saat antrenman yaptık ancak nasıl bir şekilde oynadılarsa birinin parmağı şişti, birinin kolu morardı, birinin damarı patladı başkasının kalçası morardı falan filan tabii ben epey dumur oldum. Durumu en kötü olan arkadaş sakatlığı nedeniyle maça yetişemedi diğerleri morluklara rağmen maçta Çinlileri yenip Moldovlara yenilmişler. Tebrik ettim ama o kadar morluklara rağmen Çinlileri yenmişler. Ama asıl bomba yorum Yunus’tan geldi “Olm top fileyi geçtimi zaten sayı oluyordu, bizimkiler fileyi daha fazla geçti”
1 Nisan 2010 Perşembe
TARTININ AĞIRLIK NOKTASI
Lanzhou’ya geldim, eczaneye gidip tartıldık baktım 58kg çıktı ulan burada kilo alacağım diye kendime söz verdim ve yemeye başladım. Aradan 5 gün geçti bir baktım 60kg oldum, oha 5 günde 2 kilo aldıysam ben burada 75 kilo ile dönerim fantazisi ile yaşamaya başladım. Sonra aradan 10 gün geçti yine tartılmaya gittim bu sefer ağırlığım yine 58kg çıktı. Sonra tartıdan indim bir daha çıktım 64 çıktı. İndim bir daha çıktım 60 çıktı. Hiç bir şey demeden yurda geri döndüm. Beni heveslendiren bozuk tartıyı hala orada tutan eczaneci dostlar daha ne diyeyim size?
KAHVALTI SORUNSALI
Bu adamlarda kahvaltı anlayışının olmaması en çok Türkleri vuruyor. Halbu ki biz Pazar sabahları zeytin, beyaz peynir, sucuk üçlüsüne tapan bir toplumuz. Ancak burada yok tabii. Açma, su böreği falan da olmadığı için kahvaltıya benzer tek ürün yumurtalı, tavuklu sandviç. Sandviç dediğim de bildiğimiz şekilde değil elbet. Tavuk parçalarını yağda kızartıp, yumurtalı ekmeğin içine koyup yiyorsunuz. Tadı über güzel bir şey ama yumurtaya alerjim olduğu için bu güzel şeyi pek fazla yiyemiyorum. Ders çıkışı 2 tepsi yemek yemeyi tercih ediyorum.
ÇİNLİLERİN YATAK ANLAYIŞI
Hani biz de nedir yataktan kastımız? Kalın, ortopedik genelde yataş olarak tercih edilen ürün. Heh efendim Çinlilerde bu yok. Bu adamlar abartmıyorum tahtanın üzerinde yatıyor. Kaldığım yurt üç katlı, birince katta yukarıda bahsettiğim bizim bildiğimiz yataklar var. İkinci ve üçünce katlarda onlar yok. Karyola ve tahta var. Üzerinde yorgan alıp onu seriyorsunuz ve uyumaya çalışıyorsunuz. Yurt bekçisine durumu şikayet edince “ciğerim tahta da yatmak daha sağlıklı” dedi orada yarıldım. Ulan siktir git çivinin üzerinde yat o zaman bu kadar sağlıklıysa.
ZHAO LAOSHI
Gözünü seveyim o bıyıkları kes hocam. Hayır erkek olsan sorun değil de bir bayana yakışmıyor. Ben de o kadar bıyık yok kıskanıyorum.
ISIT BENİ LBB (Lanzhou Büyükşehir Belediyesi)
Bugün 2 Nisan ve ben hala üşüyorum. Erkan dostum sağolsun elektrikli battaniye verdide yatarken yatağı ısıtıp yatıyorum. Ama bunun yanında muhteşem akıllı Lanzhou belediyesi Nisan 1 itibariyle şehirde ki doğalgazı kesti. Artık beni ısıtan tek şey vücut ısım ki -5 kat giyinmek bazen işe yaramıyor üstelik Nisan ayındayız- hah bir de farkettim ki, bulutlar ya da smog o kadar yoğun ki, havanın soğuk olma sebeplerinden biri olduğunu düşünüyorum. Güneş şehre inemiyor o derece yani. Hatta Pekin’den Lanzhou’ya geçerken bulutların üzerine çıkmamız bildiğin 15dk falan sürdü –abartmıyorum-
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)