25 Mart 2010 Perşembe

Çin Soğuğu

Mart ayında -9'u görebilecek kadar soğuktur. Eğer bu sıcaklık bir de sabahın 7.30'unda ve okul yolunda karşınıza çıktıysa yürümek çile oluyor. Hatta o kadar soğuk ki yürümezsem eğer kanım donabilir. VALLA!. Hatta ilginç bir havası bile var bu memleketin. Çin'e geleli 10 gün oldu ilk defa bugün güneşi gördüm ve gözlüklerimi takmanın muhteşem hazzını yaşadım. Gittim şekerli ekmek aldım, sonra sokakta müzik yapanları izledim sonra yurda geri döndüm. Hayır bir de burda Sarı Nehir diye bir şey var şehrin tek turistik zımbırtısı orasıda hava kapalıyken Tim Burton filmlerinden bir sahneye dönüşüyor o da ayrı bir dipnot.

Muazzam

Bizimle birlikte Lanzhou'ya gelen arkadaşımız Mesut Özsan hafif takıntılıdır bazı şeylerde. Eskiden sürekli olarak konuşurken elini kaldırırdı şimdi de hayatımda maksimum 5 kere kullandığım "muazzam" kelimesini takıntı yaptı. Ulan bir insan herşeye muazzam der mi? Örneğin, abi şu hoca muazzam güzel, Dai Li hocanın ders anlatımı muazzam, Higuain muazzam bir futbolcu falan filan. O yüzden Erkan, ben ve Yunus vazgeçirtemeye çalışıyoruz, biraz daha güncel laf olan "çok güzel" kelimesini kullan diye tavsiyelerde bulunuyoruz ama nafile. Muazzamsın Mesut!

Sana bugün küfür ettim

Yan odamda ki müzik zevki sıfır apaçi (Umur'a selam ederim) Moğol gencine gelsin. Evet yüksek sesli müzik dinlemek şahane bir duygu. İnsanın kanı kaynar neşelenir eder vırt zırt peki ama müziği sonuna kadar açıp, oda kapısını sonuna kadar açmakta nedir ulan? Dün arkadaşı kapıyı kapat diye uyardım. Bugün sabah kapısını kendim kapattım ve öğle vakti uyuyorken beni uyandırdığı için yüzüne karşı tehdit savurup kapattırdım. Bir kez daha yaparsa yaradana sığınarak girişeceğim. Önceden de dediğim gibi sana bugün küfür ettim. Cengiz han'a kaçsan peşindeyim ulan! Ayrıca kendimi huysuz kapı komşusu menopoz teyzeler gibi hissettim. Ya da emekli albay denebilir. Siz seçin.

Çin ve sansürleri

Komü ülke olduğu için saygı duymamı falan beklemeyin benden çünkü alakası yok. Hemen iki örnek vereyim, youtube Çin'de yasaklandı ardından youku sitesi devreye girdi. Facebook yasaklandı renren devreye girdi. Alın size hükümetten birini daha fazla zengin yapmak için iki farklı sebep. Onlar gerçi sebep göstermiyor ve kimse de sormuyor zaten. Ama bunun tek sebebi ekonomik. Heh ayrıca twitter'da yasak ama onun taklidi yok ve sebebini yine bilmiyorum. Blogger'da yasak gerçi ama hotspot shield yazılımı sağolsun yukarı da yazdığım her siteye girebiliyorum.

Alışma Süreci

Yok böle bi$i. Ne bulsam yiyorum evet 1 haftada 2 kilo aldım. Diğerleri benim gibi yiyemiyor yalnız. Kilo kaybedenler çoğunlukta ve hepsinde bir sevinç hakim. Ayrıca Emel'e buradan selam yolluyorum hala adını bilmeden yediğim soğanlı ve etli yemek (2 kişiyi rahat doyuruyor ve sadece 2.5tl) yemeğini bana gösterdiği için. Tadı muhteşem iddialıyım aynı yemek Türkiye'de olsa 50tl'den kapı açılırdı. Ama burası Çin herşey ucuz.

Ve ilk kazıklanma hayırlı olsun

Aslında kazıklanma olayı 18 Mart Perşembe günü oldu. Ancak düzeni kuramadığım için ve Pekin'de olduğum için yazamadım. Efendim olay şöyle gerçekleşti, biricik dostum Metin Saray kendisine inanılmaz güzel bir kaşmir atkı almıştı. Bende epey özenmiştim alayım falan diyordum ama malum İstanbul pahalı kent 80tl para isteyince adamlar atkıya vazgeçtim. Gel gör ki Çin ucuzdur güzel mantığıyla lay lay lom gezerken o atkıyı gördüm. Gri, inanılmaz şık duran ve üzerinde CASHMERE yazan o atkı. Aşık olmuştum. Kadına fiyatını sordum 65yuan (yaklaşık 15tl yapıyor) cevabını aldım. 60 olur mu dedim kabul etti ben de aldım atkıyı. Ama o kadar mutluyum ki anlatamam. Herneyse, biz alışveriş merkezinden çıktık Pekin'de yabancı öğrencilerin takıldığı (+taş çinliler) mekana gittik Pekin'de 6 aydır olan arkadaşım Aykut'a atkıyı gösterdim fiyatını söyledim ve "olm o atkıya 20 yuan den fazla vermemeliydin kazık yemişsin üstelik gerçek kaşmir'de değil" dedi. Kahroldum tabii çok severek almıştım. Günlerden Cuma oldu Lanzhou'ya geldik atkı hala boynumda tabii akşam üzeri yurda da vardık. Burada ki Türk arkadaşlarıma atkıyı gösteriyorum ve alay konusu ortaya çıkıyor. Ama asıl bomba Emel'den geldi tabii "Alicancığım sen ona 60yuan vermişsin ama ben 2 tanesini 15yuan'e aldım". Bu da yediğim ilk kazık olarak bloglara yazılsın/itiraf edilsin.

Bokunu Kızartan Adam

Ben bunu kokladım. Bakın gördüm demiyorum kokladım. Olay ise şöyle gerçekleşti, Cuma günü Lanzhou'ya geldikten sonra arabayla doğrudan yurda geçtik. Arkadaşlar sağolsun bizlere Türk yemeği yapmıştı onu güzelce yiyip sohbet ettikten sonra odama geçtim. Yalnızdım o gece, oda arkadaşım Yunus kız arkadaşını yalnız bırakmayı istememişti buna da saygı duymamak olmazdı zaten. Herneyse ertesi gün oldu burada ki Türk arkadaşlar ihtiyaçları alalım diye Lanzhou'da ki bir markete götürmeye karar verdiler bizi amma velakin Yurdun önünde ki pazara çıktıktan sonra hayatımda daha önceden şahit olmadığım bir kokuyu sezdim. O kadar kötüydü ki bu bir yemek olamazdı ve "herhalde adam bokunu kızartıyor" dedim. Espriye gülen (hatta yarılan) Pınar hala aynı lafı edip duruyor. Hakikaten koku çok kötüydü. Burnuma acıdım sonra güldüm geçtim. İşin ilginç tarafı o kokunun kaynağını hala bilemiyorum. O kadar kötü kokuyor ki, o şeyi pişiren seyyar arabaya 15m den fazla yaklaşamıyorum.